Psikolojide Kontrol Ne Demek ?

Bilgin

Global Mod
Global Mod
Psikolojide Kontrol Nedir?

Psikolojide "kontrol" terimi, bireylerin çevresindeki olaylar, durumlar veya içsel deneyimler üzerinde sahip oldukları etki veya denetimi ifade eder. Bu kavram, bireylerin çevrelerine nasıl tepki verdiklerini, stresle nasıl başa çıktıklarını, problem çözme yeteneklerini ve genel olarak yaşamlarını nasıl şekillendirdiklerini anlamak açısından son derece önemlidir. Kontrol, insan davranışlarının yönlendirilmesinde önemli bir rol oynar ve bireylerin psikolojik sağlığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabilir.

Psikolojide Kontrolün Temel Unsurları

Psikolojide kontrol, genellikle iki ana türde incelenir: içsel kontrol ve dışsal kontrol. İçsel kontrol, bireylerin kendilerini ve yaşamlarını şekillendirme konusundaki inançlarını ifade eder. Dışsal kontrol ise, bireylerin çevreleri veya başkaları tarafından yönetilme hissini ifade eder. Bu iki kontrol türü, bireylerin yaşamlarını nasıl algıladıklarını ve onlara nasıl tepki verdiklerini belirleyen temel faktörlerdir.

- İçsel Kontrol: İçsel kontrol, bireylerin yaşamları üzerindeki etkinliklerini kendi kararları ve çabalarıyla belirleyebileceklerine inanmalarını ifade eder. Bu kişiler, karşılaştıkları zorlukları aşmak için kişisel güç ve becerilerine güvenirler. Bu inanç, genellikle daha yüksek özsaygı ve daha az stresle ilişkilendirilir.

- Dışsal Kontrol: Dışsal kontrol, bireylerin yaşamlarını dışsal faktörlerin, şansın veya diğer insanların kararlarının şekillendirdiğine inanması durumudur. Bu tür bir kontrol inancı, genellikle daha fazla kaygı, depresyon ve stres ile ilişkilendirilebilir. Dışsal kontrol inancı olan bireyler, kontrol edemedikleri durumlar karşısında çaresiz hissedebilirler.

Kontrol ve Psikolojik Sağlık

Psikolojik sağlık, bireylerin çevresindeki olaylara nasıl tepki verdikleriyle yakından ilişkilidir. Kontrol algısı, bireylerin stresle başa çıkma becerilerini ve genel ruh hallerini belirler. Araştırmalar, içsel kontrol inancının psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. İçsel kontrolü yüksek olan bireyler, stresli durumlarla daha etkili bir şekilde başa çıkabilirler ve olumsuz duygusal durumları yönetme konusunda daha başarılıdırlar.

Diğer yandan, dışsal kontrolü yüksek olan bireyler, genellikle yaşamlarının kontrol dışı olduğunu hissederler ve bu durum, depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik sorunları tetikleyebilir. Kontrolsüzlük hissi, bireylerin daha düşük özsaygı geliştirmelerine ve genel yaşam doyumlarını azaltmalarına neden olabilir.

Kontrol Algısının Değiştirilmesi ve Terapötik Müdahaleler

Psikoterapi, özellikle bilişsel-davranışçı terapi (BDT), bireylerin kontrol algılarını değiştirmelerine yardımcı olmak için etkili bir araçtır. Terapistler, bireyleri kendi düşünce ve davranışlarını yeniden yapılandırmaları konusunda yönlendirerek, içsel kontrol duygusunu güçlendirebilirler. BDT, kişilerin negatif düşünce kalıplarını tanımalarına ve değiştirmelerine yardımcı olur, böylece dışsal kontrol algısını azaltabilir ve içsel kontrol algısını artırabilir.

Kontrol ve Stres Yönetimi

Kontrol algısı, stresle başa çıkma stratejilerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynar. İçsel kontrol inancına sahip bireyler, stresli durumları daha etkili bir şekilde yönetebilirler. Çünkü bu bireyler, karşılaştıkları sorunları kendi güçleriyle çözebileceklerine inanırlar. Bu inanç, stresle başa çıkma stratejilerini benimsemeye yönelik bir motivasyon yaratır.

Dışsal kontrolü yüksek olan bireyler ise, stresle başa çıkarken genellikle pasif bir tutum sergileyebilirler. Bu kişiler, stresli durumlardan kaçma veya başkalarına bağımlı olma eğiliminde olabilirler. Bu durum, stresin daha uzun süre devam etmesine ve bireyin psikolojik sağlığının zarar görmesine neden olabilir.

Kontrol ve Başarı Algısı

Başarı algısı, bireylerin yaşamlarını şekillendirirken sahip oldukları kontrol algısına büyük ölçüde bağlıdır. İçsel kontrolü yüksek olan bireyler, başarıya giden yolda daha kararlı ve azimli olurlar. Kendilerine olan güvenleri, engelleri aşmalarına ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur. Başarıyı, kişisel çabalarının ve kararlarının bir sonucu olarak görürler.

Dışsal kontrolü yüksek olan bireyler ise, başarıyı genellikle şansa, başkalarının yardımına veya dışsal faktörlere bağlarlar. Bu, başarıyı kendi çabalarından bağımsız bir şekilde görmelerine yol açabilir. Bu durumda, başarısızlıklar daha fazla içsel suçluluk ve kaygıya yol açabilir.

Kontrol ve Bağımlılık Davranışları

Kontrol algısı, bağımlılık davranışları üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Dışsal kontrolü yüksek olan bireyler, stresli durumlarla başa çıkabilmek için sağlıksız baş etme mekanizmalarına yönelebilirler. Alkol, madde kullanımı ve aşırı yeme gibi bağımlılık davranışları, bu bireylerin kontrol kaybı yaşadıkları durumlarla başa çıkma çabalarının bir sonucu olarak gelişebilir.

İçsel kontrolü yüksek olan bireyler ise, daha sağlıklı baş etme yöntemlerini tercih etme eğilimindedirler. Bu bireyler, stresli durumlarla başa çıkmak için spor yapma, meditasyon gibi etkinliklere yönelebilirler. Bu tür baş etme stratejileri, bireylerin yaşamlarını daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.

Sonuç

Psikolojide kontrol, bireylerin yaşamlarını nasıl algıladıkları ve çevreleriyle nasıl etkileşimde bulundukları açısından temel bir kavramdır. İçsel ve dışsal kontrol algıları, bireylerin psikolojik sağlıklarını, stresle başa çıkma becerilerini ve başarı algılarını doğrudan etkiler. İçsel kontrol inancına sahip bireyler, genellikle daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürerken, dışsal kontrolü yüksek olan bireyler daha fazla psikolojik zorluk yaşayabilirler. Psikoterapi ve çeşitli baş etme stratejileri, bireylerin kontrol algılarını güçlendirmelerine ve yaşamlarını daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir.
 
Üst